Yeni Yeniden Değerleme
BASİAD Balıkesir’in Menfaatleri İçin Çalışan Bir Ortak Fayda Kuruluşudur.
ANASAYFA
YÖNETİM
KOMİSYONLAR
ÜYELERİMİZ
SÜTUNLU KONAK
İLETİŞİM
          ENGLISH  
Tüzük Basiad Tarihçe Etik Basiad Vizyonu Yönetim Kurulu Başkanın Mesajı Komisyonlar Üyeler Onursal Üyeler Yüksek İstişare Konseyi Sütunlu Konak Basiad Blog Etkinlikler Raporlar Basın Bültenleri Kurumsal Kimlik Logo Basiad Evrensel Görüş Algısı Balıkesir Fotoğrafları

BASIAD Balıkesir Bankacılık 2012 Sektör Raporu


Yeni Yeniden Değerleme

Mükelleflerin kayıtlarında, daha doğrusu bilançolarda yer alan iktisadi kıymetler en son 2004 yılında Vergi Usul Kanunu’nun “enflasyon düzeltmesi” hükümleri uyarınca güncellenmiş, daha sonra enflasyonun söz konusu iktisadi kıymetlerin değerlerinde yarattığı aşınmayı giderici hiçbir çalışma yapılmamıştı. Bu sakıncayı gidermek için bende yazılarımda, enflasyon düzeltmesi uygulanmayan yıllarda yeniden değerleme veya benzeri bir uygulama yapılmasını önermiştik.

Yeni Yeniden Değerleme

Pazartesi, 31 Mayıs 2021

Mükelleflerin kayıtlarında, daha doğrusu bilançolarda yer alan iktisadi kıymetler en son 2004 yılında Vergi Usul Kanunu’nun “enflasyon düzeltmesi” hükümleri uyarınca güncellenmiş, daha sonra enflasyonun söz konusu iktisadi kıymetlerin değerlerinde yarattığı aşınmayı giderici hiçbir çalışma yapılmamıştı. Bu sakıncayı gidermek için bende yazılarımda, enflasyon düzeltmesi uygulanmayan yıllarda yeniden değerleme veya benzeri bir uygulama yapılmasını önermiştik.

Bu arada yeniden değerleme uygulaması, Vergi Usul Kanunu’na 2018 yılında 7144 sayılı Kanun’la eklenen geçici 31. madde ile sadece taşınmazlar için yürürlüğe konuldu. Oysa bu müessesenin enflasyon düzeltmesi yapılmayan her yıl için kalıcı madde ile düzenlenmesi yerinde olurdu. Üstelik anılan düzenleme ile sadece taşınmazların yeniden değerlenmesini öngörülmüş, diğer amortismana tabi iktisadi kıymetler için bir düzenleme yapılmamıştı. Oysa işletmelerin aktiflerinde kayıtlı taşınmazların değeri enflasyondan etkilenirken kamyonların veya makinelerin etkilenmediğini kabul etmek, iktisadi gerçeklere aykırı düşmüş ve çarpık bilançoların ortaya çıkmasını önleyememiştir.

Söz konusu uygulamanın yeniden yürürlüğe sokulması, geçtiğimiz günlerde Meclise sunulan ve kamuoyunda kısaca mali af veya yapılandırma şeklinde adlandırılan Kanun teklifi ile tekrar gündeme gelmiştir.

Bu yeni uygulama, yine aynı şekilde, “tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (finans ve bankacılık sektöründe faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri, emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları, münhasıran sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler ile bu Kanunun 215 inci maddesi uyarınca kendilerine kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç) için öngörülmektedir. Ancak yine aynı şekilde sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazlar kapsam dışıdır.

Burada bilanço usulünde defter tutanlar ile işletme hesabı esasında defter tutanlar ve serbest meslek erbabı arasında bir eşitsizlik yaratılmaktadır. Zira bu mükelleflerin de işleri ile ilgili, envanterlerinde kayıtlı taşınmazları bulunmaktadır. Bu eşitsizlikle bu mükelleflere adeta enflasyon vergisi ihdas olunmaktadır. Gerçi serbest meslek erbabının gelir vergisi mükellefleri içinde üvey evlat muamelesi görmesine alıştık. Ancak bu derecedeki bir ayrımcılığa her halde TÜRMOB ve diğer meslek odalarının yasama süreci içerisinde gerekli girişimlerde bulunarak karşı çıkacaklarını düşünüyorum.

Kaynak: Bumin Doğrusöz - https://www.dunya.com/kose-yazisi/yeni-yeniden-degerleme/622536