BASİAD Balıkesir’in Menfaatleri İçin Çalışan Bir Ortak Fayda Kuruluşudur.
|
|||||||||||||
|
|||||||||||||
Tüzük
Basiad Tarihçe
Etik
Basiad Vizyonu
Yönetim Kurulu
Başkanın Mesajı
Komisyonlar
Üyeler
Onursal Üyeler
Yüksek İstişare Konseyi
Sütunlu Konak
Basiad Blog
Etkinlikler
Raporlar
Basın Bültenleri
Kurumsal Kimlik
Logo
Basiad Evrensel Görüş Algısı
Balıkesir Fotoğrafları
BASIAD Balıkesir Bankacılık 2012 Sektör Raporu
|
Veraset Vergisinde 2017 İstisnaları Servet transferinden alınan Veraset ve İntikal Vergisi, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk defa 12.4.1926’da yayımlanarak yürürlüğe giren “Veraset ve İntikal Vergisi Hakkında Kanun” ile Türk vergi sistemi içindeki yerini almıştır. 15.6.1959’da yayınlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı “Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu” ile de yerini sağlamlamıştır. Bu verginin bütçe gelirleri Veraset Vergisinde 2017 İstisnaları Salı, 07 Şubat 2017 Servet transferinden alınan Veraset ve İntikal Vergisi, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk defa 12.4.1926’da yayımlanarak yürürlüğe giren “Veraset ve İntikal Vergisi Hakkında Kanun” ile Türk vergi sistemi içindeki yerini almıştır. 15.6.1959’da yayınlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı “Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu” ile de yerini sağlamlamıştır. Bu verginin bütçe gelirleri içerisindeki yeri fazla değildir. Ancak buna rağmen servet intikallerinin vergilendirilmesinin sebebi, servetin ayrı bir mali gücü temsil etmesidir. Anayasamızın 73/1. maddesinde yer alan “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” hükmü ile benimsenmiş olan mali güç ilkesi, gerek veraset yoluyla gerekse bağış gibi karşılıksız intikaller sonucu servet edinen kişilerin, mali güçlerinde bir artış olduğu düşüncesi ile vergilendirilmesini gerektirmektedir. Bu noktada “Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır” şeklindeki, söz konusu maddenin 2. fıkrası hükmünün de servet intikallerinin vergilendirilmesi gerektiğine işaret ettiği söylenebilir. Doktrinde servet intikallerinin vergilendirilmesindeki bir diğer amacın, gelir ve servet dağılımındaki dengeyi sağlamak olduğunu savunan görüşler de mevcuttur. 7338 sayılı Kanun’un 4/2. maddesinde, “(b), (d) ve (e) bentlerine göre her bir takvim yılında uygulanacak istisna hadleri, önceki yılda uygulanan istisna hadlerine bu yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artış yapılmak suretiyle tespit olunur” hükmüne, kanununun 16/3. maddesinde ise “Vergi tarifesinin matrah dilim tutarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile veraset ve intikal vergisinde uygulanan gerek istisnaların gerekse tarifenin, her yıl enflasyona karşı korunması sağlanmıştır.
|
||||||||||||