Kamu Alacaklarının Ödenmemesi
BASİAD Balıkesir’in Menfaatleri İçin Çalışan Bir Ortak Fayda Kuruluşudur.
ANASAYFA
YÖNETİM
KOMİSYONLAR
ÜYELERİMİZ
SÜTUNLU KONAK
İLETİŞİM
          ENGLISH  
Tüzük Basiad Tarihçe Etik Basiad Vizyonu Yönetim Kurulu Başkanın Mesajı Komisyonlar Üyeler Onursal Üyeler Yüksek İstişare Konseyi Sütunlu Konak Basiad Blog Etkinlikler Raporlar Basın Bültenleri Kurumsal Kimlik Logo Basiad Evrensel Görüş Algısı Balıkesir Fotoğrafları

BASIAD Balıkesir Bankacılık 2012 Sektör Raporu


Kamu Alacaklarının Ödenmemesi

Amme alacağında cebren tahsilat safhasının başlaması için ilk şart alacağın vadesinde ödenmemiş olmasıdır. Ancak, cebren tahsilata geçmek için tek başına vadenin dolmuş olması yeterli değildir. Bunun yanında, borçluya ödeme emrinin (veya teminatlı alacaklarda 56’ncı maddede belirtilen yazının) çıkarılmış olması, vadesi gelmiş borcunu ödemeye davet edilmiş olması 

Kamu Alacaklarının Ödenmemesi

Perşembe, 02 Haziran 2016

Bilindiği gibi vergi alacakları ve diğer kamu alacaklarının mükelleflerce ödenmesi gereken bir vadesi vardır. Ödeme müddeti içinde denmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Cebren tahsil aşağıdaki şekillerden herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılır.

- Amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi,

- Amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi,

- Gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi.

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 54 ila 101’inci maddelerinde kamu alacağının cebren takip ve tahsiline ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. 54’üncü madde cebren tahsil esasını koymakta ve şekillerini göstermektedir. Bu usullere başvurulmadan önce bazı şartların oluşması gerekir.

Cebren tahsilat safhasının başlaması şartları


Amme alacağında cebren tahsilat safhasının başlaması için ilk şart alacağın vadesinde ödenmemiş olmasıdır. Ancak, cebren tahsilata geçmek için tek başına vadenin dolmuş olması yeterli değildir. Bunun yanında, borçluya ödeme emrinin (veya teminatlı alacaklarda 56’ncı maddede belirtilen yazının) çıkarılmış olması, vadesi gelmiş borcunu ödemeye davet edilmiş olması gerekir.. Bu ikinci şart da yerine getirilmeden cebren tahsilata geçilmesi mümkün değildir. Ödeme-emri ile borçluya borcunu 7 gün içinde ödemesi bildirilir. Teminatlı alacaklarla ilgili yazıda da ödeme için borçluya, keza, 7 günlük müddet verilir. Cebren tahsil işlemlerine başlanabilmesi için bu 7 günlük sürenin geçmesi gerekir. 

Yukarıdaki şartların yerine getirilmesinden sonra cebren takip ve tahsil yoluna gidilebilir. Yapılan takibat işlemi sonucunda alacağın tahsilini sağlayamamış, borçlunun yeterli mal varlığı tespit edilememişse kamu borçlusunun aciz halinde olduğu söylenebilir.

Borçlunun aciz hali

Yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır.

Yapılan takip safhalariyle bakiye borç miktarı bir aciz fişinde gösterilerek aciz hali tespit olunur. 

Aciz halinin tahakkuku


Yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçtu aciz halinde sayılmaktadır. Madde metninden (75) haczi caiz mallar satılmadıkça aciz halinin tahakkuk etmeyeceği sonucuna varılmaktadır. Ancak, bazı hallerde satış işlemi ikmal edilmeden de bir borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilebilir. Bilindiği gibi hacze konu olan malların değerleri satıştan önce belirlenmektedir.

a) Menkul malların haczinde; haczi yapan memur, tahmin ettiği değeri haciz zaptına geçirmektedir (Md. 77).

Bu hüküm, 81. madde ile teyit edilmekte; ayrıca borçlu biçilen değeri yerinde bulmaz veya tahsil dairesi haczi yapan memur tarafından talimin edilen değeri düşük görürse yeniden bilirkişiye değer biçtirilmektedir.

b) Gayri menkulle re ise satıştan önce bilirkişinin görüşü alınmak suretiyle satış komisyonları marifetiyle değer biçilmektedir (Md. 91).

Keza, satıştan elde edilecek bedelin amme alacağından önce ödenmesi gereken borçlarla, takip giderlerini geçmeyeceği kesin olarak biliniyorsa, hacizli malın satışını tahsil dairesi tehir edebilmektedir (Md. 74).

İşte bu gibi hallerde takip konusu amme alacağı miktarı ile hacizli malın biçilen değeri arasında açık bir nisbetsizlik varsa artık, aciz halinin tespitinin, bu malların satışı sonrasına bırakılması, düzenleme bütünü içinde amaca uygun olmayan sonuç verir, kanun koyucunun maksadına aykırı düşer. Zira, aciz halinin kabul edilmesi ile artık takip mevzuu olan amme alacağına gecikme zammı uygulanmayacağı gibi teminat ve faiz aranmadan da taksitlendirme yoluna gidilebilecektir. Bu şekilde hem alacaklı amme idaresinin hem de amme borçlusunun menfaatleri birlikte korunmuş olacaktır

Aciz halinin tesbiti


Kanunun 75. maddesinde açıkça gösterildiği üzere, yapılan takip safhaları ile bakiye borç miktarı bir aciz fişinde gösterilerek aciz hali tesbit olunmaktadır. Aciz halinin tesbiti ve idareye kolaylık sağlanması bakımından "Aciz Fiş"leri, basılı kağıt haline getirilmiştir.

Aciz fişlerinin düzenlenmesine ilişkin esaslar, Tahsilat Genel Tebliği’nde gösterilmiştir.

Aciz fişleri, tahsilat servisleri tarafından birörnek alarak düzenlenmekte ve aciz hali tesbit olunan borçlunun takibat dosyasına konulmaktadır. Aciz halindeki borçlunun mali durumunun, zamanaşımı süresi içinde devamlı olarak takip edilmesi gerektiğinden aciz fişlerinin uygun şekilde muhafaza edilmesine itina gösterilmesi gerekir.

Aciz hali, gerçeği yansıtmalıdır. Gerek mal bildirimi üzerine, gerekse re'sen yapılacak takip ve tahsillerde sür'atli hareket etmesi esasen çok güç durumda olan (aciz halinde olan) amme borçlularının bu durumların daha da ağırlaştırılmaması tahsil dairesine düşen çok önemli bir görevdir.

Aciz hali ve sonuçları


Aciz halindeki borçlu hakkında teminat ve faiz aranmadan 48'inci madde hükmü tatbik olunabilir. Alacaklı tahsil dairesi aciz halindeki borçlunun mali durumunu zamanaşımı süresi içinde devamlı olarak takip eder. Aciz halindeki borçlu hakkında teminat ve faiz aranmadan 48 nci madde hükmüne dayanılarak tecil yoluna gidilebilir.

Esasen aciz hali borçlunun çok zor durumda olduğunu göstermektedir. 76. madde de bu gibi borçlular için faiz ve teminat da aranmayacağı öngörülmektedir. Ancak, tecil için aciz halindeki amme borçlusunun alacaklı tahsil dairesine yazılı olarak başvuruda bulunması şarttır. Böylece, Kanun gerekçesinde de işaret edildiği üzere "... bu suretle muamele görenlerin alacakları tecil müsaadesi üzerine takibata uğramadan bir iş tutmak ve ileride borçlarını da ödemek imkanına kavuşmaları" sağlanmış olmaktadır.

Alacaklı tahsil dairesi aciz halindeki borçlunun mali durumunu ileride açıklanacak 102 nci maddede öngörülen 5 yıllık "Tahsil zamanaşımı" süresi içerisinde muntazaman ve devamlı olarak takip eder. Aciz duruma düşen borçlu da mal bildiriminde meydana gelen iyileşmeyi alacaklı idareye bildirmek durumundadır. Aksi halde cezai takibata uğrayabilir. Borçlunun mal edindiğinin saptanması halinde haciz evraklarına istinaden gerekli haciz yapılır. Haczedilen malların değerinin takipli alacağı karşıladığının tespiti halinde aciz hali kaldırılır.

Kaynak: http://www.dunya.com/kamu-alacaklarinin-odenmemesi-aciz-hali-164420yy.htm